Pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı ve Orta Doğu’daki gelişmeler gibi küresel ticaretin gidişatını doğrudan etkileyen olaylar, ülkeleri tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye ve yeni yatırım destinasyonları bulmaya yöneltti. Bu durum, “Çin+1” olarak adlandırılan ve Çin’e olan bağımlılığı azaltmayı amaçlayan bir stratejinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu stratejide Türkiye, jeopolitik konumu, üretim kapasitesi ve AB ile olan yakın ilişkileri sayesinde önemli bir rol oynayabilir.
Çin’e Bağımlılıktan Kurtulma ve Yeni Fırsatlar:
Pandeminin neden olduğu tedarik zinciri kesintileri ve jeopolitik riskler, ülkeleri tek bir ülkeye olan bağımlılıklarının tehlikelerini fark etmeye itti. Bu durum, “Çin+1” stratejisinin temelini oluşturuyor. Bu strateji, üretimi ve yatırımları Çin dışındaki ülkelere de yayarak tedarik zincirlerini çeşitlendirmeyi ve jeopolitik riskleri azaltmayı amaçlıyor.
Türkiye’nin Avantajları:
Türkiye, “Çin+1” stratejisinde önemli bir rol oynayabilecek potansiyele sahip. Bu potansiyelin temelini oluşturan faktörler şunlardır:
- Jeopolitik Konum: Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika arasında kritik bir konumda yer almaktadır. Bu konum, Türkiye’yi üretim ve lojistik için ideal bir merkez haline getiriyor.
- Üretim Kapasitesi: Türkiye, son yıllarda sanayileşmede önemli bir yol kat etti ve birçok sektörde güçlü bir üretim kapasitesine sahip.
- AB ile Yakın İlişkiler: Türkiye, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasına sahiptir ve AB ile yoğun ticari ve siyasi ilişkilere sahiptir.
Türkiye’nin Karşılaştığı Zorluklar:
Türkiye’nin “Çin+1” stratejisinden tam olarak yararlanabilmesi için bazı zorlukları da aşması gerekiyor. Bu zorluklar şunlardır:
- Yatırım Ortamı: Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştirmesi ve yabancı yatırımcıları daha fazla çekecek adımlar atması gerekiyor.
- Kalifiye İşgücü: Türkiye’de bazı sektörlerde kalifiye işgücü eksikliği sorunu yaşanmaktadır.
- Bürokrasi: Türkiye’deki bürokrasi karmaşık ve zaman alıcı olabilir. Bu durum, yatırımcılar için bir engel teşkil edebilir.
Türkiye, “Çin+1” stratejisinden önemli ölçüde yararlanabilecek potansiyele sahip. Doğru adımları atması halinde Türkiye, küresel tedarik zincirinde önemli bir rol oynayabilir ve ekonomisini önemli ölçüde büyütebilir.