Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayınlanan son haftalık bülten, Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesapları’ndaki (KKM) düşüş eğiliminin devam ettiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Geçtiğimiz hafta 25 milyar 433 milyon lira gibi önemli bir azalma gösteren KKM bakiyesi, 659 milyar 723 milyon liraya gerileyerek toplam mevduat içindeki payını da düşürdü. Aynı dönemde bankacılık sektörünün toplam kredi hacminde belirgin bir artış yaşanırken, toplam mevduat miktarında ise küçük bir düşüş gözlemlendi. Bu veriler, Türk finans piyasalarındaki dinamiklerin ve yatırımcı davranışlarındaki değişimlerin yakından takip edilmesi gerektiğini gösteriyor.

Kredi Hacminde Belirgin Artış, Mevduatta Hafif Gerileme ve Tüketici Kredilerindeki Yükseliş Dikkat Çekiyor

Bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi, 2 Mayıs ile sona eren haftada 178 milyar 134 milyon lira gibi kayda değer bir artış göstererek 18 trilyon 194 milyar 840 milyon liradan, 18 trilyon 372 milyar 974 milyon liraya ulaştı. Bu artış, ekonomideki kredi kullanımının ve finansal hareketliliğin devam ettiğini işaret ediyor. Ancak aynı dönemde, bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalar arası dahil) 4 milyar 866 milyon lira azalarak 21 trilyon 543 milyar 939 milyon liraya geriledi. Mevduattaki bu hafif düşüş, yatırımcıların farklı yatırım araçlarına yönelimi veya ekonomik belirsizlikler nedeniyle nakit tutma eğilimindeki değişimlerle ilişkilendirilebilir. Tüketici kredileri tarafında ise dikkat çekici bir yükseliş yaşandı. 2 Mayıs itibarıyla tüketici kredilerinin toplam tutarı 18 milyar 637 milyon lira artarak 2 trilyon 247 milyar 881 milyon liraya yükseldi. Bu tutarın önemli bir kısmını, 562 milyar 676 milyon lira ile konut kredileri oluştururken, 63 milyar 919 milyon lirası taşıt kredilerinden ve 1 trilyon 621 milyar 286 milyon lirası ise ihtiyaç kredilerinden kaynaklandı. Taksitli ticari kredilerde de benzer bir artış trendi gözlemlendi. Bu kredilerin tutarı, aynı dönemde 40 milyar 105 milyon lira artarak 2 trilyon 607 milyar 551 milyon liraya ulaştı. Bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 3,2 gibi belirgin bir oranda artarak 2 trilyon 80 milyar 481 milyon lira seviyesinde gerçekleşti. Bu alacakların 695 milyar 312 milyon lirasını taksitli borçlar, 1 trilyon 385 milyar 169 milyon lirasını ise taksitsiz borçlar oluşturdu. Bu veriler, hem bireysel hem de ticari kredi kullanımının arttığını ve tüketicilerin kredi kartlarına olan talebinin sürdüğünü gösteriyor.

Takipteki Alacaklarda Artış ve Bankacılık Sisteminin Güçlü Öz Kaynak Yapısı Dikkat Çekiyor

BDDK’nın haftalık bülteninde dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise bankacılık sektöründeki takipteki alacaklarda yaşanan artış oldu. 2 Mayıs itibarıyla takipteki alacaklar, önceki haftaya göre 7 milyar 612 milyon lira artarak 388 milyar 179 milyon liraya yükseldi. Bu artış, kredi geri ödemelerinde bazı zorlukların yaşandığını işaret edebilir ve bankaların risk yönetimi stratejilerinin önemini bir kez daha vurguluyor. Ancak, takipteki alacakların önemli bir kısmı olan 281 milyar 556 milyon lirası için özel karşılık ayrılmış olması, bankacılık sektörünün olası risklere karşı tedbirli yaklaştığını gösteriyor. Aynı dönemde, bankacılık sisteminin yasal öz kaynaklarında da olumlu bir gelişme yaşandı. Yasal öz kaynaklar, 11 milyar 317 milyon lira artarak 3 trilyon 850 milyar 69 milyon lira seviyesine ulaştı. Bu güçlü öz kaynak yapısı, Türk bankacılık sisteminin ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığını ve finansal istikrarını koruma potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. KKM bakiyesindeki düşüş ise, yatırımcıların kur riskine karşı farklı alternatif arayışları veya uygulanan ekonomik politikaların etkisiyle Türk Lirası’na olan güvenin artması gibi çeşitli faktörlerle ilişkilendirilebilir. KKM büyüklüğünün toplam mevduatın yüzde 3,06’sına gerilemesi, bu yatırım aracının cazibesinin azaldığını gösteriyor.

BDDK’nın son verileri, Türk bankacılık sektöründe kredi hacminin genişlediğini ancak toplam mevduatın hafif bir düşüş gösterdiğini ortaya koyuyor. Tüketici ve ticari kredilerdeki artış, ekonomik aktivitenin sürdüğüne işaret ederken, KKM bakiyesindeki düşüş eğilimi ve takipteki alacaklardaki artış, finansal piyasaların yakından izlenmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak, bankacılık sisteminin güçlü yasal öz kaynak yapısı, olası risklere karşı önemli bir güvence teşkil ediyor. Önümüzdeki dönemde, ekonomik gelişmeler, uygulanan politikalar ve yatırımcı davranışlarındaki değişimler, bankacılık sektörünün performansı ve finansal istikrar açısından kritik bir rol oynamaya devam edecek.