Türkiye Otomotiv Sektöründe Yatırım Rüzgarı Devam Ediyor: Devlet Desteği ve Gelecek Vizyonu
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın açıklamaları, Türkiye otomotiv sektöründe yeni yatırımlara yönelik teşvik ve desteklerin 2025 yılında da hız kesmeden devam edeceğini müjdeliyor. Türk otomotiv sanayisinin mevcut gücü, ihracat hacmi, istihdam katkısı ve küresel arenadaki konumu göz önüne alındığında, bu desteklerin sektörün geleceği için kritik öneme sahip olduğu açıkça görülüyor. Küresel markaların Türkiye’ye olan ilgisi ve yatırımları artarak devam ederken, yerli ve milli otomobil projesi Togg’un başarısı da sektöre yeni bir ivme kazandırıyor. Elektrikli araçlar, hidrojen yakıtlı araçlar ve batarya üretimi gibi alanlara odaklanan yeni teşvik programları, Türkiye’nin otomotiv sektöründe küresel bir oyuncu olma hedefini destekliyor. Bu yazıda, Bakan Kacır’ın açıklamalarının detaylarını, mevcut teşvik mekanizmalarını, Togg’un sektöre etkisini, elektrikli araçlara yönelik stratejileri ve bu desteklerin Türkiye ekonomisi için ne anlama geldiğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Türk Otomotiv Sanayisinin Gücü ve Küresel İlgi: Yatırımlar ve AR-GE Odaklı Büyüme
Bakan Kacır, Türk otomotiv sanayisinin 2 milyonun üzerinde kurulu kapasitesi, 37,2 milyar dolarlık ihracat hacmi, 550 bin kişiyi aşan istihdam katkısı ve dünyanın en büyük 13’üncü üreticisi olmasıyla ülke ekonomisinin lokomotif sanayi kollarından biri olduğunu vurguluyor. Küresel markaların 2000 yılından bu yana Türk otomotiv endüstrisine toplam 18 milyar dolar yatırım yaptığı ve en büyük 100 küresel tedarikçiden 30’dan fazlasının Türkiye’de üretim tesisi açtığı belirtiliyor. Bakanlıkça akredite edilen otomotiv üreticileri ve tedarikçilerine ait AR-GE ve tasarım merkezi sayısının 162’ye ulaşması, sektörün teknoloji ve inovasyona verdiği önemi gösteriyor. Türkiye’de araç üretiminin 2002 yılında 300 binlerdeyken, 2023 yılında 1,4 milyonun üzerine çıkarak yaklaşık 5 kat artması, sektörün kaydettiği önemli büyümeyi ortaya koyuyor. Bu artış, söz konusu dönemde %7’lik yıllık bileşik büyüme oranının gerçekleştiğine işaret ediyor. Bu veriler, Türk otomotiv sanayisinin ne kadar güçlü bir altyapıya sahip olduğunu ve küresel rekabette önemli bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor.
Togg’un Sektöre Etkisi ve Elektrikli Araçlara Yönelik Stratejiler: Yerli Üretim ve Küresel Rekabet
Yerli ve milli, doğuştan elektrikli araç Togg’un piyasaya sürülmesi, Türk otomotiv sektöründe yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Togg vasıtasıyla elektrikli araç ve sürücüsüz mobilite ekosistemine dönüşüm bağlamında küresel ölçekte iddialı bir giriş yapılmış ve 1,5 yılda 45 bin Togg’un sahipleriyle buluşturulması önemli bir başarı olarak görülüyor. Elektrikli otomobillere ve yeni teknolojilere yönelik kararlılık, Ford, Toyota, Renault gibi birçok küresel markanın yeni nesil araç üretimlerini Türkiye’ye taşımasına vesile olmuştur. Halihazırda ülkemizde otomobil üretimi yapan 13 markadan 8’inin küresel markalar olması, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki cazibesini gösteriyor. Bakan Kacır, bu markaların desteklenmesine ve özellikle yeni teknoloji yatırımlarını Türkiye’de gerçekleştirmelerini teşvik etmeye devam edeceklerini belirtiyor. Bu strateji, Türkiye’nin elektrikli araç üretiminde küresel bir merkez haline gelmesi hedefini destekliyor.
Yatırım Teşvik Mekanizmaları ve HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı: Geniş Kapsamlı Destekler
Bakan Kacır, otomotiv sektörü de dahil olmak üzere yüksek teknolojiye haiz, yenilikçi ve katma değeri yüksek sektörlerde yatırım ortamını destekleyerek Türkiye’yi bölgesel bir üretim üssü haline getirebilmek amacıyla Bakanlık olarak yatırım teşvik uygulamaları yürütüldüğünü hatırlatıyor. Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve ilgili tebliğ çerçevesinde yatırım projelerine geniş bir yelpazede destekler sağlanıyor. Bu destekler arasında gümrük vergisi muafiyeti, katma değer vergisi istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz veya kar payı desteği, gelir vergisi stopajı desteği ve sigorta primi desteği gibi çeşitli imkanlar bulunuyor. 20 Haziran 2012’den günümüze kadar otomotiv ana sanayisi ile yan sanayisine yönelik yatırımlar için yatırımcıların Bakanlığa yaptığı başvurular sonucunda 2 bin 588 Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmiş ve bu belgeler kapsamında öngörülen sabit yatırım tutarı 878,9 milyar lira, öngörülen istihdam sayısı ise 105 bin 481 kişi olmuştur. Bu rakamlar, devletin otomotiv sektörüne verdiği önemi ve sağladığı desteklerin boyutunu açıkça gösteriyor. Elektrikli araçlar, hidrojen yakıtlı araçlar ve batarya üretimi, Türkiye tarihinin en büyük yatırım destek programı olan HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı kapsamında açıklanan çağrılar vasıtasıyla da desteklenecektir. Burada yatırımcılara pazar geliştirme destekleri, yatırım yeri imkanları, uygun finansman koşulları ve en üst düzey kamu destekleri sağlanacaktır.
Hedef: Yılda En Az 1 Milyon Elektrikli Araç Üretimi: HIT-Mobilite Çağrısı ve Batarya Yatırımları
Bakan Kacır, HIT-Mobilite çağrısıyla Türkiye’nin otomotiv sanayisindeki gücünün elektrikli araç üretimi alanında artırılmasının amaçlandığını ve toplam 5 milyar dolarlık destek bütçesiyle yılda en az 1 milyon adet elektrikli araçlık üretim kapasitesine ulaşılmasının hedeflendiğini belirtiyor. Çağrı kapsamında yıllık asgari 150 bin elektrikli araç üretimi kapasitesi sağlayacak yüksek yerli katkı oranına sahip, AR-GE merkezi kurulumunu da içeren yeni yatırımlar desteklenecektir. Elektrikli Araçlar Çağrısı ile otomotiv sektörü tedarik zinciriyle birlikte geleceğe hazırlanacak, Batarya Çağrısı çerçevesinde ise 2030 yılına kadar 80 Gwh büyüklüğünde kapasite inşa edilecektir. Bu hedefler, Türkiye’nin elektrikli araç teknolojilerinde küresel bir lider olma vizyonunu ortaya koyuyor.
Türkiye, otomotiv sektöründe yeni yatırımlara yönelik teşvik ve desteklerle önemli adımlar atıyor. Mevcut sanayi gücü, küresel markaların ilgisi, Togg’un başarısı ve elektrikli araçlara yönelik stratejiler, Türkiye’nin otomotiv sektöründe küresel bir oyuncu olma hedefini destekliyor. Devletin sağladığı geniş kapsamlı teşvikler ve HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı gibi inisiyatifler, sektörün büyümesini ve rekabet gücünü artırmaya devam edecektir. Bu gelişmeler, Türkiye ekonomisi için önemli fırsatlar sunarken, istihdamın artmasına, ihracatın yükselmesine ve teknolojik gelişimin hızlanmasına katkıda bulunacaktır.