Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi, ülke ekonomisi için önemli bir dönüm noktası oldu. S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, bu not artışını ve Türkiye ekonomisinin geleceğini değerlendirdi.

Not Artışının Nedenleri

S&P’nin Türkiye’nin notunu yükseltmesindeki en önemli faktörlerden biri, uluslararası rezervlerdeki artış oldu. Bu durum, Merkez Bankası’nın ortodoks para politikasına geçişinin başarılı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 50’ye yükseltmesiyle enflasyon üzerindeki baskı artırıldı ve ekonomi yeniden dengelenmeye başladı.

Geleceğe Dair Endişeler

Ancak S&P, kredi notu görünümünü “durağan” olarak belirledi. Bunun nedeni, enflasyonun hala yüksek olması ve hane halkının enflasyon beklentilerinin yüksek olması. Özellikle asgari ücret artışının enflasyon üzerindeki etkisi, dikkatle takip ediliyor.

Asgari Ücret ve Enflasyon

Gill, asgari ücret artışının enflasyon hedefiyle uyumlu olması gerektiğini vurguluyor. Eğer asgari ücret artışı geçmiş enflasyonla daha uyumlu olursa, enflasyonun düşürülmesi daha zor olabilir.

Faiz İndirimleri ve Büyüme Beklentileri

S&P, Merkez Bankası’nın ilk faiz indirimini 2025’in ilk çeyreğinde yapacağını öngörüyor. Ancak, enflasyon hedeflerine ulaşılana kadar faizlerin yüksek seviyelerde kalması bekleniyor. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 büyüyeceği ve 2025’te yüzde 2,3’e yavaşlayacağı tahmin ediliyor.

S&P’nin Türkiye’ye yönelik olumlu değerlendirmesi, ülke ekonomisinin doğru yolda olduğu sinyalini veriyor. Ancak enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrarın sağlanması için daha yapılacak çok iş var. Özellikle asgari ücret artışları, faiz politikaları ve hükümetin maliye politikaları, enflasyon hedeflerine ulaşmada kritik rol oynayacak.