Hisse Senedi Fonlarından Çıkış

BIST’te getirilerin yıl ortasından itibaren düşüş eğilimine girmesi, yatırımcıları hisse senedi fonlarından uzaklaştırdı. Hisse senedi fonlarının toplam hacim içerisindeki payı, Temmuz ayındaki %10’dan Ekim ayında %3,3’e geriledi. Bu durum, yatırımcıların daha güvenli limanlara yöneldiğini gösteriyor.

Para Piyasası Fonlarına Yönelim

Öte yandan, para piyasası fonlarının toplam hacim içerisindeki payı, aynı dönemde %38,7’den %42,5’e yükseldi. Bu artış, yatırımcıların riskten kaçınma eğiliminde olduğunu ve nakit veya likit varlıklara yöneldiğini gösteriyor. Para piyasası fonları, genellikle düşük riskli ve yüksek likiditeye sahip oldukları için, belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar için daha cazip bir seçenek haline geliyor.

Kıymetli Maden Fonlarının Yükselişi

Kıymetli maden fonları da Ekim ayında dikkat çekici bir performans sergiledi. Altın ve gümüş fiyatlarındaki yükseliş, yatırımcıların bu fonlara olan ilgisini artırdı. Özellikle ekonomik belirsizlikler ve enflasyon endişeleri, yatırımcıları güvenli liman olarak görülen kıymetli madenlere yönlendiriyor.

Neden Bu Değişim?

• BIST’teki Getirilerin Düşüşü: BIST’te yaşanan düşüş, yatırımcıların hisse senedi fonlarından kar almalarına neden oldu.
• Yüksek Enflasyon ve Faiz Oranları: Yüksek enflasyon ve faiz oranları, yatırımcıların alım gücünü düşürdü ve daha güvenli yatırım araçlarına yönelmelerine neden oldu.
• Küresel Ekonomik Belirsizlikler: Ticaret savaşları, jeopolitik riskler gibi küresel ekonomideki belirsizlikler, yatırımcıların risk iştahını azalttı.
• Para Politikası: Merkez bankalarının para politikalarındaki değişiklikler de yatırımcıların kararlarını etkiledi.

Ekim ayında fon sepetlerinde yaşanan değişim, yatırımcıların risk algısındaki değişimi ve ekonomik koşullara uyum sağlama çabalarını gösteriyor. Hisse senedi fonlarından çıkış ve para piyasası fonlarına yönelim, yatırımcıların daha güvenli limanlara yöneldiğini ortaya koyuyor. Ancak, bu durumun uzun vadeli olup olmayacağı ve gelecekteki ekonomik gelişmelerin yatırım kararlarını nasıl etkileyeceği önemli sorular olarak karşımızda duruyor.

Sektörler ve Endeksler:

• BIST 100 endeksi önceki kapanışa göre 40,51 puan artarken, toplam işlem hacmi 101,1 milyar liraya ulaştı.
• Bankacılık endeksi yüzde 0,87, holding endeksi ise yüzde 0,41 değer kazandı.
• Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 2,75 ile spor oldu. En çok kaybeden ise yüzde 0,61 ile ulaştırma sektörü oldu.

ABD Verileri ve Yatırımcı Beklentileri:

• Bugün açıklanan ABD Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), haziranda aylık bazda yüzde 0,2 ve yıllık bazda yüzde 2,6 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
• Analistler, bu verilerin enflasyonla mücadele yolunun inişli çıkışlı olmaya devam edeceğini gösterdiğini ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) eylülde faiz indirimine başlamasına dair beklentilerin güçlü olduğunu ifade ediyor.
• Yatırımcılar, haftaya Moody’s’in Türkiye değerlendirmesini ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararını takip edecek. ABD’de konut başlangıçları ve inşaat izinleri, Çin’de büyüme ve Avro Bölgesi, İngiltere ve Japonya’da enflasyon gibi veriler de gündemde olacak.

Teknik Açılı Bakış:

• Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 11.100 ve 11.200 puanın direnç, 11.000 ve 10.900 seviyelerinin ise destek konumunda olduğunu kaydediyor.

Borsa İstanbul’da yükseliş trendinin devam etmesi ve BIST 100 endeksinin rekor kırması yatırımcılar için umut verici bir gelişme. Önümüzdeki hafta, önemli veri ve gelişmelerin takip edilmesi yatırımcılar için kritik önem taşıyacak.

Anahtar Noktalar:

• Ekonomi yönetiminin atılımları ve Orta Vadeli Program’a (OVP) bağlılık, belirsizlikleri azaltarak TL varlıklara olan ilgiyi artırıyor.
• Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu yükseltmesi ve Moody’s’in de not görünümünü “pozitif”e çevirmesi, yatırımcıları cezbediyor.
• TL varlıklara olan talep, tahvil stokunda artışa ve Borsa İstanbul’da rekorlara yol açıyor.
• Risk primi 3 yıldan daha uzun sürenin altına inerek 279,3 baz puana geriliyor.
• Enflasyonda kalıcı bir düşüş ve cari açığın azalması, Moody’s’in not artışı öngörüsünü güçlendiriyor.

Yatırımcı Güveni Artıyor

Ekonomi yönetiminin dezenflasyonu hedefleyen adımları ve OVP’ye olan bağlılığı, Türkiye ekonomisine olan güveni artırıyor. Bu durum da yerli ve yabancı yatırımcıların TL varlıklara olan ilgisini ve talebini tetikliyor.

Kredi Notu Artışı ve Moody’s’in Olumlu Görünümü

Standard & Poor’s (S&P) ve Fitch Ratings gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve Moody’s’in de not görünümünü “pozitif”e çevirmesi, yatırımcılar için önemli bir sinyal oluşturuyor. Bu durum, Türkiye’nin risk algısının azaldığını ve yatırım için daha cazip bir ortam sunduğunu gösteriyor.

Tahvil Stoku ve Borsa İstanbul’da Artış

TL varlıklara olan artan talep, tahvil stokunda 2022’den bu yana en yüksek seviyeye çıkışa ve Borsa İstanbul’da rekorlara yol açıyor. Bu durum, yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güveninin ve geleceğe yönelik iyimser bakış açısının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Risk Primi Düşüşte

TL varlıklara olan ilginin ve yatırımcı güveninin artması, risk primini de olumlu yönde etkiliyor. 5 yıllık kredi risk primi (CDS), 3 yıldan daha uzun sürenin altına inerek 279,3 baz puana geriliyor. Bu durum, Türkiye’nin borçlanma maliyetinin düştüğünü ve yatırımcılar için daha cazip hale geldiğini gösteriyor.

Moody’s’ten Not Artışı Bekleniyor

Analistler, gelecek dönemde enflasyonda kalıcı bir düşüş ve cari açığın azalması durumunda Moody’s’in 19 Temmuz’daki Türkiye değerlendirmesinde not artışı yapabileceğini öngörüyor. Bu durum, TL varlıklara olan ilgiyi daha da artırabilir ve yatırımları teşvik edebilir.

Son dönemde Türk Lirası varlıklara olan artan ilgi ve talep, Türkiye ekonomisinin güçlendiğinin ve yatırımcı güveninin arttığının önemli bir göstergesidir. Ekonomi yönetiminin atılımları, kredi derecelendirme kuruluşlarının olumlu sinyalleri ve risk primindeki düşüş, yatırımcılar için cazip bir ortam oluşturuyor. Gelecekte enflasyonda kalıcı bir düşüş ve cari açığın azalması durumunda, Türkiye ekonomisinin daha da güçlenmesi ve yatırımların artması bekleniyor.

Anahtar Noktalar:

• BIST 100, yılbaşından bu yana yüzde 39,23 artışla 10.400,48 puana çıkarak önemli dünya endekslerini geride bıraktı.
• Dolar bazlı ise BIST 100, yüzde 27,41 artışla 322,94 puana yükselerek 2015’in şubat ayından itibaren en yüksek aylık kapanışını gerçekleştirdi.
• Teknoloji ve yapay zeka alanındaki şirketlerin beklentilerden iyi performans göstermesi, pay piyasalarını yukarı yönlü destekliyor.
• Analistler, Fed’in faiz indirim zamanlamasının yatırımcıların odağında kalmaya devam ettiğini ve olası bir “güçlü dolar” senaryosunda oynaklığın artabileceğini belirtiyor.
• BIST 100 endeksine dahil hisselerden 80’inin değer kazandığı, 20’sinin ise düşüş kaydettiği gözlemlendi.
• Türkiye’nin 5 yıllık CDS’i 261 baz puana gerileyerek Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye indi.

Ekonomi Yönetiminin Adımları Etkili Oluyor

Analistler, bu yükselişin arkasındaki nedenlerden birinin ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele kapsamında attığı adımlar olduğunu vurguluyor. Ortodoks ekonomi politikalarına dönüşün ardından yerli ve uluslararası yatırımcılar arasında güvenin iyileşmesiyle birlikte TL varlıklara artan ilginin devam ettiğini kaydediyorlar.

Uluslararası Kuruluşlardan Olumlu Raporlar

Uluslararası kurum ve kuruluşların da Türkiye ekonomisi için açıkladığı olumlu raporlar, yatırımcıları cezbediyor. Son dönemde Standard & Poor’s (S&P), Fitch Ratings ve Moody’s gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve not görünümünü iyileştirmesi de bu güveni pekiştiriyor.

Gelecek Beklentiler Olumlu

Analistler, gelecek dönemde enflasyonda kalıcı bir yavaşlamanın sağlanabilmesi ve cari açığın düşüş trendini sürdürmesi durumunda Türkiye ekonomisinin daha da güçleneceğini ve BIST 100 endeksinin yükseliş trendini devam ettireceğini öngörüyor.