Altının gram fiyatı, güne yükselişle başlamasının ardından 3 bin 412 liradan işlem görüyor. Çeyrek altın 5 bin 670 liradan, Cumhuriyet altını ise 22 bin 630 liradan satılıyor. Dün ons fiyatındaki düşüşe paralel değer kaybeden altının gram fiyatı, yeni güne yükselişle başladı.

Piyasa Analizi ve Etkenler

• Ticaret Gerilimleri ve Resesyon Endişeleri:
  • ABD’nin uyguladığı tarifeler nedeniyle ticaret geriliminin artması ve ekonomik verilerden gelen olumsuz sinyallerin resesyon endişelerini güçlendirmesi, güvenli liman varlıklara olan talebi destekliyor.
  • Federal hükümetteki ve özel sektördeki işten çıkarmaların büyüme için risk oluşturabileceğine yönelik tahminlerin de güç kazandığı belirtiliyor.
  • Geçen hafta beklentilerin altında gelen istihdam verileri ve alınan sinyaller, resesyon endişelerini tekrar gündeme getirdi.
• Küresel Belirsizlikler ve Güvenli Liman Talebi:
  • Küresel belirsizliklerin ve resesyon endişelerinin yatırımcıların güvenli liman varlık talebini artırmasıyla ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,18 seviyesine geriledi.
  • Dolar endeksi ise bir önceki kapanışın hemen altında 103,8 seviyesinde bulunuyor.
  • “Korku endeksi” olarak da bilinen VIX Endeksi, dün yüzde 19’un üzerinde artarak 27,8’e yükseldi.
• Dolar Endeksi ve Tahvil Getirileri:
  • Zayıf dolar endeksinin ve düşük tahvil getirilerinin altına olan talebi desteklediği belirtiliyor.

Teknik Analiz ve Beklentiler

• Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olduğunu, yurt dışında ise ABD’de JOLTS açık iş sayısının takip edileceğini belirtiyor.
• Teknik açıdan altının ons fiyatında 2 bin 920 dolar seviyesinin direnç, 2 bin 880 dolar seviyesinin destek konumunda olduğu kaydediliyor.

Altın fiyatları, küresel ekonomik belirsizlikler ve ticaret gerilimleri nedeniyle yükseliş trendini sürdürüyor. Yatırımcılar, güvenli liman olarak altına yönelirken, piyasaların önümüzdeki dönemdeki seyri, ekonomik veriler ve jeopolitik gelişmelerle yakından ilişkili olacak.

Resesyon Tehlikesi Kapıda:

• Almanya: Son çeyrekte %0,3 küçülerek resesyon tehlikesi yaşayan Almanya’da, bu yılın ilk çeyreğinde de küçülme yaşanması halinde teknik resesyon kaçınılmaz olacak.
• İngiltere: Brexit sancıları ve yüksek enflasyonla boğuşan İngiltere, üst üste iki çeyrek küçülerek teknik resesyona girdi.
• Japonya: Zayıf iç talep ve yenin değer kaybetmesi Japonya’yı resesyona sürükledi.
• Euro Bölgesi: Durgunluktan çıkamayan Euro Bölgesi, zayıf iç talep ve yatırımlardaki düşüşten etkilendi.

Resesyonun Nedenleri:

• Rusya-Ukrayna Savaşı: Savaşın başlamasıyla yaşanan enerji fiyatlarındaki büyük artış, küresel ekonomideki büyümeyi yavaşlattı.
• Yüksek Faiz Oranları: Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele için yaptığı sert faiz artışları, tüketici harcamalarını ve yatırımları olumsuz etkiledi.
• Enflasyon: Yüksek enflasyon, hane halkının satın alma gücünü zayıflatarak ekonomik büyümeyi engelliyor.
• Diğer Faktörler: Çin ekonomisindeki yavaşlama, Orta Doğu’daki çatışmalar ve Kızıldeniz’deki saldırılar da küresel ekonomik belirsizlikleri artırıyor.

Sonuç:

Küresel ekonomide durgunluk ve resesyon kaygıları büyüyor. Gelişmiş ekonomilerde resesyon belirtileri artarken, bu durum büyüme oranlarının düşük seviyelerde kalmasına neden olacak.

ABD Merkez Bankası

Fed’in ultra şahin adımlarının varlık fiyatları üzerindeki etkisi güçlü şekilde hissedilmeye devam ederken, para piyasalarında Fed’in gelecek iki toplantıda politika faizini sabit bırakmasına kesin gözüyle bakılıyor.

İş gücü piyasasına ilişkin açıklanan makroekonomik veriler bir taraftan iş gücü piyasasının soğuduğuna dair umutları artırmasına karşın ABD’de açıklanan istihdam raporunun ardından Fed’in mart ayında politika faizinde indirimlere başlayabileceğine ilişkin ihtimal yüzde 50’nin altına indi.

Analistler, Fed’in enflasyonla mücadele kapsamında temkinli davranarak faiz indirimlerini erteleyebileceği ihtimalinin de masada olduğunu hatırlatarak, buna karşın haziran toplantısına kalması halinde ilk faiz indiriminin bu toplantıda yapılmasına kesin gözüyle bakıldığını ifade etti.

Pay piyasalarında güçlü geçen kasım ayının ardından konsolidasyon ihtimalinin olduğunu da anımsatan analistler, yatırımcıların olası aşağı yönlü riskler konusunda dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Avrupa Merkez Bankası

Avrupa borsalarında geçen hafta alış ağırlıklı bir seyir öne çıktı.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2024 toplamda 150 baz puanlık faiz indirimine gideceği öngörülürken, bankanın martta yüzde 75 ihtimalle faizleri düşürmeye başlayacağı ve güvercin adımlar konusunda diğer merkez bankaları arasında başı çekeceği ifade ediliyor.

ECB’nin de faiz indirimlerine Fed’e paralel martta başlayacağına yönelik fiyatlamalar güçlenirken, para piyasalarında bankanın güvercin adımlara Fed’den önce başlayacağı tahmin ediliyor.

İngiltere Merkez Bankası

İngiltere Merkez Bankası (BoE), enflasyon baskılarının devam etmesi ve ekonomik görünümün belirsizleşmesi nedeniyle geçen haftaki toplantısında politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 1’e yükseltti. BoE, bu yıl içinde faiz artırımlarına devam edeceğini işaret etti.

Asya Borsaları

Asya piyasalarında, Çin ekonomisine ilişkin endişelerin devam etmesiyle satış ağırlıklı seyir hakim oldu.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Çin’in kredi notu görünümünün “durağan”dan “negatif”e çevirdi.

Çin’in borç yüküne ilişkin endişeler de ön planda tutuluyor.

Küresel piyasalarda, Fed’in faiz indirimlerine başlama ihtimalinin güçlenmesine rağmen, ABD ekonomisinin resesyona girebileceğine ilişkin endişeler de varlığını koruyor. Bu durum, risk iştahını törpülerken, varlık fiyatlarında dalgalanmalara neden olabilir.

Yeni haftada Fed, ECB ve BoE’nin faiz kararlarına odaklanılacak. Bu kararların, küresel piyasalarda yön belirleyici olması bekleniyor.

Analiz:

Analistler, hafta başından bu yana Fed yetkililerinden gelen “şahin” söylemlerin, dün ABD’de açıklanan verilerin ardından güvercinleştiğini belirterek, bu durumun pay piyasalarında risk iştahını desteklediğini ifade etti.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, bazı analizlerin daha fazla politika sıkılaştırması olmadan ve büyümede sadece ılımlı bir yavaşlamayla enflasyonun yakında hedefe ulaşacağını gösterdiğini belirtti.

Söz konusu yönlendirme, ABD ekonomisinin 2. çeyrekte yüzde 2,1 ile beklentiler paralelinde büyüdüğünün açıklanmasının ardından gelirken, ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da 204 bine çıkmasına karşın piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.

Analistler, işsizlik maaşı başvurularına ilişkin verilerin, iş gücü piyasasının Fed’in sıkılaştırıcı para politikasına karşı güçlü kalmayı sürdürdüğüne işaret ettiğini bildirdi.

Veri gündemi:

Bugün, Avrupa’da öncü enflasyon ve İngiltere ekonomisinin büyüme verilerine odaklanılacak.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi olarak gösterilen Almanya’da öncü Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) eylülde yıllık yüzde 4,5 artarak beklentilerin altında kaldı. Bir önceki ay yıllık TÜFE yüzde 6,1 artarken, bu ay yüzde 4,6 yükselmesi bekleniyordu.

Bugün İngiltere ekonomisinin 2. çeyrekteki performansının açıklanacağını anımsatan analistler, yıllık bazda yüzde 0,4 ve aylık bazda yüzde 0,2 büyüme beklendiğini bildirdi.

Analistler, bugün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın yapacağı sözle yönlendirmelerin de yatırımcıların odağında olduğunu belirterek, açıklamalardan, bankanın gelecek dönemde nasıl bir yol izleyeceğine dair sinyaller alınabileceğini söyledi.

Yurt içi piyasalar:

Yurt içinde, dün dalgalı bir seyir izleyen Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, yüzde 0,06 değer kazancıyla günü 8.218,74 puandan tamamlarken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin bu akşam açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporu yatırımcıların odağına yerleşti.

Dolar/TL, dün yüzde 0,9 artışla günü 27,3841’den kapatmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 27,4690 seviyesinden işlem görüyor.

Dün açıklanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 21 Eylül’deki toplantısına ilişkin özette, “Öncü göstergeler, son iki ayda gözlenen yüksek fiyat artışlarının yavaşlayacağına işaret ediyor.” ifadeleri dikkat çekti.

Öte yandan, TCMB toplam rezervleri, 15 hafta üst üste artarak 1987’den bu yana en uzun yükseliş rekorunu kaydedip 125 milyar doları aştı.

Analistler, bugün yurt içinde S&P’nin bu akşam açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporunun yanı sıra dış ticaret açığı, yurt dışında ise İngiltere’de büyüme, Avro Bölgesi’nde öncü enflasyon, ABD’de kişisel gelirler ve harcamalar başta olmak üzere yoğun veri gündeminin yatırımcıların odağına yerleştiğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.300 ve 8.400 seviyesinin direnç, 8.200 ve 8.100 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

Fed mesajları

Fed Başkanı Jerome Powell, pazartesi günü yaptığı açıklamada, resesyon ihtimalinin arttığını ancak bunun kaçınılmaz olmadığını söyledi. Powell, Fed’in enflasyonu kontrol altına almak için çabalamaya devam edeceğini ancak ekonomiye zarar vermemek için dikkatli olacağını belirtti.

Fed’in en yetkili üyelerinden biri olan St. Louis Fed Başkanı James Bullard da benzer bir mesaj verdi. Bullard, resesyon ihtimalinin “ciddi” olduğunu ancak Fed’in enflasyonu düşürmek için gerekli adımları atacağını söyledi.

Jeopolitik riskler

Fed mesajlarının yanı sıra İsrail-Hamas çatışması sonrası artan jeopolitik riskler de tahvil rallisinde etkili oldu. Yatırımcılar, artan jeopolitik risklere karşı güvenli liman olarak tahvillere yöneldi.

Fed’in faizde durma sinyali ve İsrail-Hamas çatışması sonrası artan jeopolitik riskler, ABD tahvillerinde ralliye neden oldu. Tahvil getirileri keskin bir şekilde düştü ve tahvillerin fiyatları yükseldi.